KURUCUSUNU TANIYALIM
Ebu Musab Zerkavi (Arapça: أبومصعب الزرقاوي; Ekim 1966 - 7 Haziran 2006), Usame bin Ladin ile birlikte Afganistan'da askeri bir kampın yöneticiliğini yapmış olan,Ürdünlü askerdir. ABD tarafından birçok terör eyleminin azmettiricisi olarak suçlanmış, Irak'taki El-Kaide örgütünün başı olduğu iddia edilmiş, ve 2006'da Irak'ta öldürülmüştür. CIA, ABD'li genç işadamı Nick Berg'in Irak'ta kafasını kesen kişinin Zerkavi olduğunu açıkladı.[1]
ABD'nin başına 25 milyon dolar ödül koyduğu Ürdün asıllı Zerkavi, adını özellikle Irak’ın işgaliyle duyurmuştu. Zerkavi, ABD'nin Müslüman topraklarda bulunmasına ve Batı'nın bağımsız bir İsrail devletini desteklemesine karşı çıkıyordu. Irak’taki pek çok silahlı eylemi çeşitli video kayıtları ve mektuplarla üstlenmişti. Zerkavi’nin bilinen eylemleri arasında Irak’ta 2 ABD’li rehinenin başının kesilmesi, 2005 Kasım ayında Amman’daki 3 otele düzenlenen intihar saldırıları bulunuyor.
Şimdi de Şuan ki Lideri Tanıyalım
ÖRGÜTÜN LİDERİ PROF. EBU BEKİR EL BAĞDADİ KİMDİR
İbrahim Avvad el İbrahim Abdulmumin Ali El Bedri. Lakabı: Ebu Bekir El Bağdadi yada Dr. Ebu Dua el Huseyni el Kureyşi.
Tekrit Üniversitesi'nde profesörlük yaptı. İslami İlimler'de doktora yaptı. 2003 yılında Felluje'de bir camide de imam ve hatipti. 1971 yılında Samerra'da doğumlu. Üniversite, yüksek lisans ve doktora eğitimini Bağdat'taki İslami Üniversite'de tamamladı. Daha sonra profesör, öğretmen ve davetçi olarak çalıştı. İslam kültürü ve şer'i ilimler ve fıkıh alanında geniş bilgiye sahip, geniş tarih bilgisine ve asil bir soya da sahip dindar bir aileden gelen Ebu Bekir El Bağdadi'nin amcaları da Irak'ta selefi davetçi.
Vee Diğer Liderler
İŞİD liderlerinden biridir. Örgütün askeri konsey üyesidir. Daha öncesinde Saddam Hüseyin döneminde Irak hava savunma istihbarat albayı olarak çalıştı. O zamanlar Muhannad el-Suweidawi lakabıyla bilinirdi. 2007 yılında 3 yıl tutuklandı. Serbest bırakıldıktan sonra Suriye'ye gitti ve şu anda İŞİD savaşçılarına komuta ediyor.
2- Ebu Ahmed el-Alwani
Saddam'ın ordusunun eski bir üyesi olan El-Alwani şu anda İŞİD askeri konsey üyesidir. Gerçek adı Waleed Jassem al-Alwani'dir.
3 - Ebu Abdulrahman el-Bilawi
İŞİD askeri konseyinin dört üyesinden biriydi ve grubun Şura konseyinin eski başkanıydı. 27 Ocak 2005 tarihinde Amerikan askeri gözaltı merkezi tarafından gözaltına alındı. Daha sonra Anbar el-Khalidiya'da öldürüldü. Gerçek adı Adnan Ismail Necm'dir.
4- Hacı Bekir
Saddam ordusunda eski bir subaydı ve silah geliştirmekle suçlandı. Daha sonra Bukka kampına hapsedildi ve serbest kaldıktan sonra El-Kaide'ye katıldı. Bekir ölümüne kadar Suriye'deki en güçlü İŞİD komutanıydı. Onun gerçek adı Samir Abd Muhammed el-Khleifawi'dir.
5 - Ebu Fatima el-Jaheishi
Başlarda Güney Irak'taki İŞİD operasyonlarından sorumlu tutuldu. O'nun gerçek adı Ni'ma Abd Nayef El-Jabouri'dir.
İŞİD Ebu Garib'e yapılan saldırının sorumluluğunu üstlendi. 22 Temmuz 2013 tarihinde birçoğu El Kaide üyesi olan Taji hapishanesinden suçluların kaçmasına neden oldu.
Son raporlar İŞİD ve Suriye rejimi arasında bir bağlantı olduğunu gösterdi.Suriye Ulusal Koalisyonu tarafından ortaya çıkarılan belgelere göre El-Kaide bağlı çeşitli saha komutanları Suriye ordusunun eski askeri veya istihbarat subaylarıydı.
IŞİD BAYRAĞI VE ANLAMI
ÜSTÜNDE NE YAZIYOR?
Bayrakta "kelime-i tevhid", yani "Allah'tan başka Tanrı yoktur; Muhammed Allah'ın elçisidir" demek olan "Lâ İlâhe İllallah Muhammedun Resulullah" sözleri yazılıdır. "Kelime-i tevhid", İslâm'ın esasını teşkil eden tevhid kavramının ifadesidir; bugüne kadar hat levhalarından taş işçiliğine, ilâhilerden zikirlere ve bayraklara kadar birçok yerde kullanılmıştır, meselâ, Suudi Arabistan'ın yeşil renkli bayrağının üzerinde de kelime-i tevhid vardır.
HZ. MUHAMMED'İN MÜHRÜ
IŞİD'in bayrağının üst tarafındaki satırda kelime-i tevhidin "Lâ İlâhe İllallah"şeklindeki ilk kısmı, alttaki dairede de ikinci bölümü, yani "Muhammedun Resulullah" ibâresi vardır ve işte bu daire, Hazreti Muhammed'in mührünün oraya monte edilmiş şeklidir.
IŞİD NASIL KURULDU ŞİMDİ DE ONA BAKALIM
Irak İslam Devleti'nden Irak Şam İslam Devleti'ne
Irak ve Şam İslam Devleti, kısaca IŞİD, Arapça ismi Ad-Davla Al-Islāmiyya fi al-'Irāq wa-sh-Shām… Grup kuruluşundan itibaren pek çok kez ismini değiştirdi. İlk kurulduğu yıllarda ismi "Cemaat el-Tevhid vel-Cihad" idi. Ekim 2004'te "Tanzim Kaidat el-Cihad fi Bilad el-Rafidayn" ya da daha çok bilinen "Irak el Kaide'si" adını aldı. Ocak 2006'da birkaç küçük grupla birleşerek "Mücahidin Şûra Konseyi" adını aldı ve daha sonra Ekim 2006'da "Irak İslam Devleti" olarak değiştirildi ismi. Nisan 2013'te şimdiki ismi olan "Irak ve Şam İslam Devleti" adını aldı.
ÖRGÜTÜN İLK TEMELİNİ ZERKAVİ ATTI
Cema'at el-Tevhid vel-Cihad (Arapça: Jama'at al-Tawhid wal-Jihad) Ebu Musab Zerkavi tarafından kuruldu. Yerli ve yabancı islamistlerden oluşuyordu. Ürdünlü bir selefi olan Zerkavi Sovyet-Afgan Savaşı'na katılmak için Afganistan'a seyahat etti ama Sovyetterin askerlerini çekmesiyle o da ülkesine geri döndü. Daha sonra tekrar Afganistan'a geri döndü ve Herat yakınlarında islami militan bir kamp kurarak eğitim vermeye başladı… ABD'nin Afganistan'ı işgaliyle Zerkavi Irak'a gitti.
ABD'nin Irak'ı işgalinden sonra Cema'at el-Tevhid vel-Cihad al-Ansar ve diğer yabancı örgüt üyelerini de içine katarak ağın daha da genişletti ve Irak işgaline katılan güçlere karşı mücadeleye girişti. Irak'a savaşmak için giden pek çok savaşçı bir şekilde Zerkavi grubunun içinde kendini buldu. Mayıs 2004'te Cema'at el-Tevhid vel-Cihad bir başka militan grup olan Salafiah al-Mujahidiah ile birleşti.
Cema'at el-Tevhid vel-Cihad grubunun amacı Irak'taki koalisyon güçlerinin geri çekilmesini sağlamak, Irak hükumetini düşürmek, işgal kuvvetleriyle birlikte çalışanları öldürmek, Şia nüfusu marjinalize edip askeri gücünü kırmak ve tamamen şeriat kanunlarıyla yönetilen bir islam devleti kurmak. Cema'at el-Tevhid vel-Cihad'ı Irak'taki diğer isyancı gruplardan ayıran en önemli özellik taktikleriydi. ABD ve koalisyon güçlerine karşı alışılagelmiş silahlarla ve gerilla taktikleriyle saldırmak yerine daha çok bomba yüklü araçlar kullanılarak gerçekleştirilen intihar bombası eylemlerini yaptılar.
ŞİA'YA KARŞI SAVAŞ İLAN ETTİ
Temmuz 2005'te Ebu Musab Zerkavi Aymen el Zevahiri'ye yazdığı mektupta Irak Savaşı'nı genişletmek için ABD'nin Irak'tan çıkarılması, halifeliğin kurulması, çatışmaların Irak'ın seküler bölgelerine yayılması ve Arap-İsrail çatışmasında etkin rol alınmasını da kapsayan 4 aşamalı bir plandan bahseder… Eylül 2005'te örgüt lideri Ebu Musab Zerkavi Şia müslümanlarına karşı savaş ilan etti ve bu tarihten itibaren örgütün Şia yoğunluklara bölgelere saldırıları arttı.
2006'DA MÜCAHİDİN ŞURA KONSEYİ KURULDU
Ocak 2006'da Irak el Kaidesi Irak'ta savaşmakta olan Sünni grupları bir çatı altında toplamak için Mücahidin Şüra Konseyi adı altında şemsiye bir organizasyon kurdu. 19 Nisan 2007'de örgüt bölgesel yönetim kurduğunu ve ilk islami yönetimin temellerinin atıldığını duyurdu. Kurulan emirliğin Ebu Ömer el-Bağdadi ve 10 Bakanı tarafından yönetileceği ilan edildi. Irak’taki Zerkavi, 7 Haziran 2006’da ABD güçlerince düzenlenen bir operasyonda öldürüldü. Yerine Ebu Hamza el Muhacir geçti. 2006 yılının sonlarında El Kaide’ye yakın Ebu Ömer el Bağdadi ise liderliğini yaptığı “Irak İslam Devleti”ni kurduklarını açıkladı. 2010 Nisan’ında, ABD ve Irak güçleri, Sisar bölgesinde Ebu Ömer el Bağdadi ve Ebu Hamza el Muhacir’in kaldıkları eve ortak bir operasyon düzenledi. Operasyonda her ikisi de öldürüldü. Ebu Bekir El Bağdadi örgütün yeni lideri oldu.
IŞİD ile mücadelede nasıl bir yol izlenmeli?
Terörist gruplarla mücadelede kısa ve uzun vadeli olan stratejilere ihtiyacımız var diyebiliriz ve kısa vadeli stratejiler IŞİD’i durdurmaya yetmeyecektir. Son zamanlarda tartışılan hava kuvvetlerinin kullanımının IŞİD’in teşkil etmiş olduğu tehlike üzerinde çok sınırlı bir etkisi olacaktır. IŞİD’i durdurmak adına herhangi bir devletin sahaya asker göndermesi bu durumda söz konusu değildir. Irak’ın Sünnilere karşı izlemiş olduğu baskıcı politikaların da IŞİD’in güçlenmesine katkı sunduğu söylenebilir. Irak’taki yeni hükümetin bu noktada daha ihtiyatlı davranması gerekmektedir. Burada bir konuya dikkat çekmek gerekir ki IŞİD’in Sünnilerin yaşamış olduğu bölgelerde zayıflatılabileceği kesin değildir; çünkü Irak’taki Sünnilerde dışlanmışlık ve bastırılmışlık duygusu güçlenmiş durumda. Bütün bunların yanı sıra insanların barbarca öldürülmesi, kafalarının kesilmesi gibi eylemler kınanmalıdır ve bu IŞİD’le mücadelenin bir parçası olmalıdır. Çünkü IŞİD’in eylemlerinden, özellikle kendi dünya algısının ve kavgasının olmasından etkilenen, örgütün iyi niyetli Müslümanlardan oluştuğunu düşünenler de bulunmaktadır. Bu bağlamda IŞİD’in, İslam’ın ve İslam hukukunun temel kaideleri ile ters düştüğü de anlatılmalıdır.
Arkadaşlar sizce Türkiye'nin tavrı nasıl olmalı? Değerli yorumlarınızı bekliyorum. Vakit ayırdığınız için Teşekkürler. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder