logo

sosyal medya kafe başlık resmi ekleme

Çarşamba

Tarihe İz Bırakanlar-Чорнобиль



25 Nisan 1986'da, akşam saatlerinde, Ukrayna'nın Kiev iline bağlı Pripyat kentinde hayat normal seyrinde devam ediyordu. İnsanlar işten çıkmış, evlerinin yolunu tutmuş, akşam yemeği hazırlanmıştı. 


Hiç kimse, sabah gözlerini kendi yatağında açamayacağını, uzun ve zorlu yollara düşeceğini aklının ucundan bile geçirmiyordu.Bu bir korku filminin senaryosu değil, gerçeğin ta kendisi...



 24 yıl önce, 26 Nisan günü saat 01:00’i biraz geçe Çernobil nükleer santralinin 4 numaralı reaktöründe bir patlama yaşandı.İşte o gece, Çernobil'in 10 kilometrelik tehlikeli çemberine giren 49 bin nüfuslu Pripyat boşaltıldı.Asker devreye girdi. Gece yarısından sonra başlayan acil boşaltma işlemi için yüzlerce otobüs şehrin merkezine dizildi.İnsanlar evlerini bir anda boşaltmak zorunda kaldı. Boşaltma işlemi öyle hızlı gerçekleştirildi ki hiç kimse yanına birkaç parça giyecek ve belki de aile albümleri dışında hiçbir şey alamadı.

  • Pripyat'ı terk eden otobüs konvoyu 20 kilometreyi aştı.
  • Boşaltma işlemi 30 saatte tamamlandı.


27 Nisan 1986 günü Pripyat kasabasının hoparlörlerinden şu anons yapılmıştı.
“Dikkat! Dikkat! Değerli Yoldaşlar,
Milletvekillerimizin şehir danışmanı tarafından bildirildiğine göre Çernobil Nükleer Santrali’ndeki bir kazaya bağlı olarak Pripyat şehrinde radyasyon ile ilgili olumsuz şartlar oluşmuştur. Parti, Sovyet organları ve ordu tarafından gerekli önlemler alınmaktadır. Bununla beraber, özellikle çocuklar olmak üzere insanlara tam bir güvenlik sağlamak amacıyla, şehir sakinlerinin geçici olarak Kiev’deki tahliye noktalarına gönderilmesi gereklidir. Tahliye her apartman için bugün saat 14:00’da başlayacaktır. Milis subay ve Parti İl Yönetim Kurulu Temsilcileri’nin eşlik ettiği otobüsler sağlanacaktır. Yanınıza sadece kimlik, temel ihtiyaç maddeleri ve bir öğünlük yiyecek almanız önerilmektedir. Şehrin normal işleyişini sürdürmek için kalması gereken çalışanların listesi işletmelerin ve kurumların yöneticileri tarafından yayınlanmıştır. Tahliye sırasında tüm apartmanlar milis görevlileri tarafından korunacaktır.
Yoldaşlar. Evlerinizden geçici olarak ayrılırken pencereleri, elektrik ve gazla çalışan cihazlarınızı ve musluklarınızı kapatmayı unutmayınız. Geçici tahliye esnasında lütfen sakin, organize ve  düzenin sağlanması için yardımcı olun.”

Şimdi o gün o otobüslerden birisinde olduğumu düşünüyorum. Geçmişimle ilgili olarak bende kalan tek şeyin üzerimdeki kıyafetler olacağını henüz bilmiyorum. Belki de evdeki  kedimin ya da kanaryamın ne yapacağını düşünüyorum. Bana veya aileme ait tek bir fotoğrafım bile yok. En sevdiğim kravatım yok. Oğlumun bana yaptığı resim evimde kaldı.
İlk önce evime bir daha asla dönemeyeceğimi öğreniyorum. Daha sonra sağlığımın bozulacağını. Çocuğumla beraber kanser olacağımız günü beklemeye başlıyorum.
Artık olanların bir kısmına tanıksınız. Artık nükleer enerjinin milyarlarca dolara, binlerce hayata ve drama, doğanın geri dönüşümü olmayacak şekilde katledilmesine sebep olduğunu biliyorsunuz.
Tanıklık ve bilmek size sorumluluk yükler. Patlayan bir reaktörden 500 kilometre uzakta  radyoaktif kirlilikten bahsediyorsak hiçbirimiz güvende değiliz.


















Çernobil Nükleer Santrali çalışanları için 1970 yılında kurulan Pripyat şehri bir 30 saatte hayalet bir şehre dönüştü ve 900 yıl daha böyle kalacak. Bilim adamları, Çernobil'den sızan en zararlı radyoaktif partiküllerinin yok olması için en az 900 yıl geçmesi gerektiğini söylüyor.Tüm radyoaktif partiküllerinin tamamen yok olması için, 48 bin yıldan bahsediliyor.Pripyatlılar ise yeni bir yerde, zor da olsa hayata yeniden başladılar. Tabii aralarından birçoğu radyoaktif etkiden kurtulamadı. Geriye kalanlar ise her şeye rağmen Pripyat'ı özlemle anıyor.
Çernobildeki 4 numaralı reaktörün patlaması sonucu Hiroşima ve Nagasaki'ye atılan bombalarının 100 katı kadar radyasyon havaya karıştı, radyoaktif bulutlar rüzgarında etkisiyle Güney Afrika'ya kadar ulaştı.Yağan yağmular Karadeniz ve Edirne'de bulutları yere indirdi. En mütevazi rakamlara göre, üç ülkede 146 bin kilomerelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı. 


















Kazanın Etkileri

Çernobil'deki patlama sonucunda 31 kişi hayatını kaybetmişti, ancak radyoaktif maddelerin etkisi uzun yıllar içinde görüldüğü için bu felaketten etkilenen kişi sayısı tam olarak bilinmemekle beraber, 7 milyon kişinin zarar gördüğü söyleniyor.
En yüksek radyasyon dozlarına, sayıları bini bulan acil durum çalışanları ve Çernobil personeli maruz kaldı. Çalışanların bazıları için maruz kaldıkları dozlar öldürücü oldu. Zaman içinde Çernobil'de çalışan kurtarma personelinin sayısı 600 bini buldu ve bazıları çalışmaları boyunca yüksek düzeyli radyasyona maruz kaldılar. Çocukluk tiroid kanseri, kazanın en önemli sağlık sorunlarından birisi. Kazanın ardından ülkemizde de, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde kanser vakaları artış gösterdi. Ancak uzmanlar, kanser vakalarının kazayla ilgili olup olmadığının bilinmediğini vurgulasa da, bölgede yayılan radyasyon nedeniyle kanser vakalarının artacağı öngörülmüştü.
Milyonların kaderini değiştiren kaza sonucu, Hiroşima ve Nagasaki'ye atılan atom bombalarının yaklaşık 200 katı kadar radyoaktif madde atmosfere salındı. Kazadan sonra kuzey yarımküredeki hemen her ülkede radyoaktif kirlilik görüldü. Ancak rüzgarın yönü ve yağışlar nedeniyle bazı ülkeler radyoaktif maddelerden daha fazla etkilendi.
Dönemin Sovyet topraklarının yanı sıra İskandinavya da yoğun oranda radyoaktif kirliliğe maruz kaldı. Çernobil'den kaynaklanan radyoaktif serpinti 160 bin kilometrekare toprağı kirletti. İngiltere'de de günümüzde bile bazı çiftliklerde "Çernobil kontrolleri" yapılıyor.

Çernobil Sonrası …































































Çernobil Sonrası Manşetler





























Birkaç kilometre sonra yol kenarında, kar kütlelerinin üzerinde bir tabela beliriyor:
 “Pripyat.” Burası, 1970 yılında Çernobil Nükleer Santrali ile birlikte kurulan, 1986 Nisanı’ndan sonra ise bir hayalet şehre dönüşen meşhur yer. Pripyat, neredeyse tamamı santral çalışanları ve ailelerinden oluşan 49 bin nüfusuyla 1980’lerde Sovyetler Birliği’nin örnek şehirlerindendi. Geniş caddeleri, alışveriş merkezi, oteli, lokantası, çocuk parklarıyla capcanlı, yemyeşil bir şehir. 26 Nisan 1986 gecesi olanları dünyada kimse bilmiyorken Pripyatlılar balkonlarından gözleriyle görmüşlerdi. Ancak gerçek Pripyatlılar’dan (ve tüm dünyadan) gizlenmişti. İlk anda sıradan bir yangın olduğu söylenen bu kızıllığın aslında bir nükleer felaket olduğunu ertesi gün öğreneceklerdi. Normalin binlerce katı miktarda radyasyona maruz kalacaklar, birkaç saat içerisinde –bir daha hiç dönmemek üzere- şehri terk edeceklerdi...

Arkadaslar sizce nükleer santraller olmalı mı ?Kıymetli yorumlarınızı bekliyorum.

Zaman ayırduğınız için teşekkür ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder